El bab son durum harita, el bab’ta son durum, el bab son
durum, el bab YPG, El Bab YPG son durum, Fırat Kalkanı son durum, Fırat Kalkanı
son durum harita, El Bab bugün
ANALİZ: Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Özgür Suriye Ordusu’nun
(ÖSO) 24 Ağustos 2016’da müşterek başlattığı Fırat Kalkanı Harekatı, El Bab’ın
IŞİD’ten alınmasıyla doyma noktasına ulaşacak. Peki bundan sonrası…
Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında, önce IŞİD
kontrolündeki Cerablus ele geçirlmişti. Ardından güney hattı boyunca sağlanan
ilerleme kapsamında Mare, Savran (Dabık) kontrol altına alınarak Cerablus’a
uzanan bölgede kontrol sağlanmıştı.
Operasyonun hedefindeki El Bab’ın ele geçirilmesine
yönelik saldırı ise 9 Aralık’ta başladı.
İkinci ayına giren El Bab’ın da kontrol altına
alınmasıyla birlikte TSK ve muhalifler, daha önceden Rusya’ya verilen taahhüt
gereği daha güneye inemeyecek.
Peki, doğu ve batısında kurmak istediği koridoruyla YPG,
güneyinde YPG ile uzlaşı sağlayan Suriye rejim güçleri varken bölge El Bab
sonrasında nasıl şekillenecek?
Çoğu değerlendirmeye göre, Türkiye’nin asıl sınavı ise
tam bu noktadan sonra başlıyor.
YPG’nin ABD şemsiyesi altında kazandığı dokunulmazlık,
Suriye rejim güçlerinin ise Rusya tarafından korunması bu çıkmazın en güçlü
sorunsalları arasında bulunuyor.
Şimdi gelin El Bab’tan
sonrası ortaya çıkacak o sorunsal yumağına başlıklar halinde bakalım.
YPG KANTONLARINI
REJİM ÜZERİNDEN BAĞLAYACAK
- Suriye Demokratik Güçleri (SDF) şemsiyesi altında bölgede
savaşan YPG, kontrol altında tuttuğu toprakların “eksik” bölümünü tamamlamak
için hamle yapacak. YPG, Türkiye’nin Suriye sınırı boyunca uzanan bir ucu Afrin’de
(Kilis karşısı), diğer ucu Malikiye bölgesinde (Şırnak Cizre karşısı), toplam
516 kilometrelik sınır hattında kontrolü sağlamış durumda. Bu hattın içinde
Haseke (Kamışlı) Rakka kuzeyi (Tel
Abyad), Haleb (Aynel Arap –Kobani), Menbiç ve Afrin gibi noktalar bulunuyor. YPG’nin,
Türkiye’nin El Bab’a kadar inmesiyle bu hat üzerinde sadece 25 kilometrelik bir
boşluğu bulunuyor. Mesafe küçük olmasına karşın, bu “boşluk”, hattın tek parça
haline gelmesi için son derece önemli. YPG’nin adına kanton dediği noktaların
bu hatla birleşmesi için ise önünde 3 seçenek bulunuyor. İlk seçenek Türkiye ya
da muhaliflerle çatışmaya girerek bu hattı birleştirmesi. İkinci seçenek TSK ve
muhalif alanlara dokunmadan El Bab güneyinden Menbiç ve Tel Rifat bölgelerini
birleştirmesi. Son seçenek ise ne TSK, ne de rejim ile sıcak temasa gerek
kalmadan defacto stratejiyle bu alanda hâkimiyet kurması…
|
El Bab son durum harita: Suriye kuzeyi Halep El Bab bölgesi… |
- İlk iki seçenek tansiyonu yükseltecektir. YPG’nin Türkiye
ile şu noktada sıcak temasa girmesi isteyeceği son şey olacaktır. İkinci
durumda, en azından kısa vadede rejim güçleriyle de bunu yapabilmesi (en
azından şu andaki koşullar altında) mümkün görünmüyor. Ancak son seçenek; pekâlâ
mümkün; hatta adımları atılmış durumda; Rejimin kontrol altına alacağı hat
üzerinden “kantonlarına köprü” oluşturmak…
- YPG, son raddede, El Bab güneyinde rejimle birlikte “defacto
strateji” uyguluyor. Bu çerçevede geçen hafta Tel Rifat’ta Suriye rejim
güçleriyle yapılan “uzlaşma anlaşmasının” temel amacı da bu stratejiye hizmet
ediyor. Buna göre rejim, El Bab güneyinde Tadif hattı boyunca Menbiç’e kadar
IŞİD’in kontrol ettiği alanları ele geçirecek. Toplamı 26 kilometre olan hattın
bir ucu El Bab’ın 9 kilometre güneydoğusunda başlarken, diğer ucu ise Menbiç’te
noktalanıyor. YPG, bu alanlarda Halep’te
YPG kontrolündeki Şeyh Maksud mahallesinden -arada muhalifler olmasına karşın-rejim
bölgesi üzerinden Afrin ile kurduğu bağlantı örneğinde olduğu gibi rahatlıkla
Menbiç-Afrin arasında lojistik bağlantı kurmuş olacak.
SURİYE REJİMİ, YPG’Yİ
TSK VE MUHALİFLERE KARŞI TAMPON OLARAK KULLANMAK İSTİYOR
- Suriye rejim güçleri de bu stratejiyi “kazan-kazan”
olarak değerlendiriyor. Zira, kendi kontrol ettiği alandan YPG’nin lojistik “defacto”
kontrolüne imkan vererek, hem TSK’nın hem de ÖSO’nun kendisiyle arasında bir
tampon yerleştirmiş olacak. Bu rejim güçlerinin büyük sevkiyat
gerçekleştirerek, enerjisinin büyük çoğunluğunu harcadığı kuzeyden ayrılarak,
daha güneyde yaşanan savaşa odaklanmasına imkân tanıyacak. Zira Haleb’teki
savaş için Hama’dan yapılan sevkiyat nedeniyle Palmira’da IŞİD’ten büyük darbe
yiyen rejim unsurları, bunu kaçırılmayacak bir fırsat olarak değerlendiriyor.
Burada YPG ile rejimin ilişkilerine dair orta vu uzun vadede nelerin
olabileceği tartışması çok daha uzun bir analiz gerektireceğinden, en azından
iki gücün şimdilik birbirlerine muhtaç olduğunu söylemekle yetinmek mümkün
olacaktır. Bu güçler arasındaki asıl hesaplaşmanın ise “TSK, muhalifler ve IŞİD
tehdidi sonrası” başlayacağını söylemek yanlış olmayacaktır.
EN ZOR SORU: PEKİ
TÜRKİYE NE YAPACAK?
- Evet… Yukarıda adı geçen YPG ve rejim unsurları yukarıda
ifade edilen senaryoları uygulama konusunda pratik olarak herhangi bir engelle
karşılaşmayacaktır. Tüm senaryolar hem Rusya hem de ABD açısından mümkün,
desteğe açık görünüyor.
- Peki, Türkiye El Bab’ı ele geçirmesi halinde, sonraki
aşama olarak ne yapmayı planlayacak.
- Türkiye’nin kendi “öz çıkarları”, YPG’nin sınırdan
arındırılmasını, asıl hedef alanların Menbiç ve Afrin’deki YPG varlığı olduğunu
söylüyor. Ancak Türk yöneticiler son günlerde Rakka adından da bahsediyor.
Ancak Rakka’ya aynı zamanda YPG de ilerliyor. Durum karmaşık… Bu durumda
Türkiye YPG ile birlikte Rakka’ya gidebilir mi?
- Ama diğer yandan Türkiye, Rakka’ya operasyon için YPG’nin
dışarda bırakılmasını, koalisyonla birlikteliği şart koşuyor. Buna da ABD soğuk…
- ABD’nin, başından beri adeta “mayın eşeği” olarak kullandığı
ve başarılı sonuçlar aldığı örgütü hala güçlü biçimde donatmaya devam ettiği
düşünülürse, YPG’den vazgeçmesi de imkansız gibi değerlendirilebilir.
- Türkiye de YPG ile birlikte Rakka’ya gitmeyeceğine göre;
Rakka ve Türkiye planı zayıf bir plan olarak değerlendirilebilir…
Peki ya Türkiye Menbiç ya da Afrin’e saldırabilir mi?
- Hayır!
- En azından şu aşamada…
- Böyle bir ihtimal dahilinde saldırı gerçekleşse bile ABD
kısa sürede devreye girerek iki tarafı uzlaşması konusunda arka plan
diplomasisi işletecektir. ABD, bölgedeki “stratejik ortağım” dediği YPG’yi
fiili saldırıya uğramasını halinde eli kolu bağlı seyirci kalacağını düşünmek
sadece saflık olacaktır. Ancak Türkiye ABD’nin tüm dayatmasına karşın Afrin ya
da Menbiç’e saldırmayı seçer ve bunu, örgütü bulunduğu alanlardan temizlemeye
yönelik olarak sürdürmeyi seçerse, bu takdirde savaş çok ciddi bir boyut
kazanacaktır. Bu durumda Türkiye hem içeride (PKK/KCK operasyonları) hem de
dışarıda (ABD, Almanya ve AB) direksiyonu sıkı tutmak zorunda kalacak,
ekonomik, siyasi, toplumsal baskıları dikkate alarak direnecektir. Asıl sorun, sürekli
bir savaşı seçmesi halinde bu direnci göstermeye hazır olup olmadığıdır. Bu
şimdilik zayıf bir ihtimal olarak kenarda durabilir.
- Bu senaryoya göre Türkiye’nin YPG ile fiili bir savaşa
girmeyeceğini kabul edersek peki geriye ne kalır?
- El Bab sınırında, batan akşam güneşi eşliğinde Suriye’nin
daha güneyini seyretmek mi?
- Cevabı olan varsa yazsın; zira bunun dışında kalan senaryoların
tamamı, bölgeyi yeni bir savaş fırtınasına doğru götürebilir?
- Zaten yazıya “Türkiye için sınav yeni başlıyor” başlığını
da bu yüzden verdik.
- Sınav ki ne sınav…HABERYİRMİ
El bab son durum harita, el bab’ta son durum, el bab son durum, el bab YPG, El Bab YPG son durum, Fırat Kalkanı son durum, Fırat Kalkanı son durum harita, El Bab bugün