ANALİZ: Rusya’nın 2015’te Suriye savaşında Esad’ın yanında yer
almasıyla şekillenen savaşın ibresi, yeşil sahalarda da kendisini gösterdi. Şii
Hizbullah, İran, Rusya’nın desteği ile Suriye savaşını lehine çeviren Esad rejimi,
dünya kamuoyunda “PR” (tanıtım, propaganda, reklam) çalışması için baskı yaptığı Suriye Arap Cumhuriyeti Milli Takımı‘ndan da sonuç aldı.
2018 FIFA Dünya Kupası Asya Elemeleri‘nde İran’la beraberlik
yakalayan Suriye, 13 puan ve averajla grubu 3. sırada bitirerek “play-off” oynama
hakkı elde etti.
Spor müsabakası üzerinden bakıldığında bile savaşın “müstakbel galib adayını” şimdiden “çatışma sahasında” da görmek mümkün olabiliyor.
Dünya Kupası Asya elemelerinin 3. turunda, A Grubu
karşılaşmaları tamamlandı. Özbekistan deplasmanında golsüz berabere kalan Güney
Kore, puanını 15 yaparak grupta lider İran’ın ardından Dünya Kupası bileti alan
ikinci takım oldu.
Suriye, İran deplasmanında son dakikalarda bulduğu golle
mücadeleden 2-2’lik beraberlikle ayrıldı. Bu sonuçla grubu 13 puan ve averajla
Özbekistan’ın önünde 3. sırada bitiren Suriye, play-off oynama hakkı elde etti.
Suriye, B Grubu üçüncüsüyle Asya elemelerinin play-off
turunda karşılaşacak. Bu turun galibi ise Kuzey ve Orta Amerika ile Karayipler
Futbol Konfederasyonu’ndan (CONCACAF) gelen bir takımla Dünya Kupası’na
gidebilmek için play-off maçına çıkacak.
Bu sonuç iki şeyi gösteriyor.
1- Esad’ın süreci çok iyi yönettiğini.
2- Hasımlarına karşı elde ettiği zaferini “beşinci kol” faaliyetleriyle de perçinleştirdiğini…
Suriye’de, Türkiye’nin El Bab’a yönelik saldırısı öncesi Ocak 2016’da Halep’te kontrolü sağlayan rejim ordusu, El Bab saldırısı ardından da bölgenin güneyinde, Temmuz 2017’de Rakka güney hatlarında kontrolü sağladı.
Son olarak Hama ve
Humus merkez ve doğu hatlarında hızla ilerleyen Esad rejimi Ağustos’taki atağı
ile Deyr Ez Zor hattını kadar IŞİD bölgelerini kontrol altına almayı başardı.
5 Eylül’de Deyr Ez Zor kuşatmasını kaldıran Suriye Arap
Ordusu (SAA), daha güneyde Suriye’nin Ürdün-Irak sınırı arasında kalan Badiye
hattından da muhaliflere karşı ilerledi. ABD’nin Ürdün’de eğitip maaş bağladığı
bu unsurlardan ikisi son olarak 5 Eylül’de bu hattan çekileceğini duyurdu.
Rejim güçleri 2011’de başlayan Suriye savaşı boyunca ülke
sınırlarında kaybettiği toprakların büyük bölümünü geri alırken, kuzeyde İdlib,
doğuda Deyr Ez Zor’un bir kısmı muhalifler ve IŞİD’in kontrolünde olmaya devam
ediyor.
Bu hatlarda da kısa sürede kontrolü sağlamayı amaçlayan
Esad için en büyük sorun ise kuzeydeki YPG varlığı. ABD ordusuyla bölgeye
üslenen YPG’nin buradan çıkarılması ya da atılması ise diğerleri gibi pek kolay
değil.
Sonuç itibariyle Esad’ın, 2011’de başlayan ve kendisini “düşme noktasına” getiren savaş sürecinde, ülkenin
kuzeyini elden çıkarmayı göze alarak, rejime can verdiği görülüyor. Kaybolan otoritesini de yeniden kurmuşa benziyor.
Elbette bu gelişmeler Esad’a eski Suriye’yi geri vermeyecek. Suriye’de artık hiç bir zaman eskisi gibi olmayacak.
Ancak Esad’ın bu “linçten” paçasını kurtardığı kesinlikle söylenebilir. HABERYİRMİ
