Haberyirmi

SURİYE, İdlib (HABERLİRMİ) – Heyet’i Tahrir-i Şam (HTŞ) –Hayatat Tahrir El-Şam– lideri
(genel sekreteri) Ebu Muhammed el-Julani‘nin (Muhammed Culani) yayınlanan yeni ses kaydıyla, bölgeyi birlikte kontrol ettikleri Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO), Astana doğrultusunda İdlib güneyinden kasıtlı biçimde çekildiğini duyurdu.

Salı gün yayınlanan ses kaydında ÖSO’nun, son üç aydır
Suriye rejiminin lehine olmak üzere Kuzey Suriye’nin çeşitli bölgelerinden
çekildiklerini ileri sürdü.

Kendi güçlerinin de buna bağlı olarak çekildiğini
belirten Al-Julani konuşmada, güçlerinin bazı alanlar tuttuğunu ve
diğerlerinden çekildiğini, fakat sahip oldukları silahları teslim etmediklerini,
önemli konularda işbirliği yapmaya devam edeceklerini belirtti. 

İDLİB DOĞUSU KASITLI MI BIRAKILDI?

ÖSO’yu ve dolaylı olarak Türkiye’yi Astana‘ya göre
bölgeyi teslim etmekle suçlayan Julani, İdlib’deki demiryolu hattının doğusunda
kalan alanların terk edildiğini, bu çekilmenin Astana mutabakatı sonrasında gerçekleştiğini, ÖSO’nun burada sağlanan mutabakat doğrultusunda direnmediğini iddia etti. 

Julani, son günlerde savaşa katılan
HTS ve gruplarının direnişini de memnuniyetle karşıladığını söyledi.

Halep güney kırsalında bulunan aktivistlerle bölgedeki sivil
unsurlar da, HTŞ’yi Jabal el-Hoss bölgesinde, ağır silahlarla çekilmekle suçluyor.

“Suriye İslam Konseyi Organizasyonu” da, rejim güçlerine
karşı direniş göstermeden ve onlara saldırmadan, geri cephelere çekilmek ve bu
hatları rejime teslim etmekle suçladı.

İdlib’e yönelik rejim saldırıları, Türkiye, Rusya ve İran
arasında yapılan Aralık 2017’deki Astana görüşmeleri mutabakatından sonra başlamıştı.

Rejim ordusu 18 Aralık’ta yoğunlaştırdığı saldırılarda, Hama
kuzeyinden başlayarak, İdlib içine doğru 45 kilometre boyunca açtığı koridorda
ilerlemişti. Bu yarma harekatı ile İdlib doğusu ve Halep batı alanları rejim
kontrolüne geçmiş oldu. 


ASTANA VE SONRASINDA İDLİB’TE NELER YAŞANDI?
Türkiye sınırındaki İdlib, 4-5 Mayıs‘taki Astana toplantısında gerginliği azaltma bölgesi ilan edilmişti.
15 Eylül 2017‘de yapılan zirvede ise İdlib sınırları üzerinde anlaşma ve mutabakat sağlanmıştı. 
Dışişleri Bakanlığı’ndan toplantı ile ilgili yapılan açıklamada “Astana toplantılarının üç garantör ülkesi arasında sağlanan mutabakat uyarınca, sözkonusu üç ülkeden gözlemciler, çatışmasızlık bölgesinin sınırlarını teşkil eden güvenlikli bölgelerde oluşturulacak kontrol ve gözlem noktalarında konuşlandırılacaktır” ifadelerine yer verilmişti. 
Bu gelişmelerin akabinde “mutabakatın sahaya yansıması” ise şöyle oldu: 

18 Aralık: Rejim güçleri Hama kuzeyinde başlayan saldırılar kapsamında İdlib güney sınırlarına ulaştı. 

19 Aralık: Hızla ilerleyen SAA, Qasr Ali köyünü ele geçirip İdlib sınırlarından içeri adım atmış oldu. 


28 Aralık: İdlib güney sınırları içinde kalan Dajaj ve Tamat el Halife, Mushayrifa bölgeleri, 


29 Aralık: Ebu Dali köyü köyü Esad güçlerinin kontrolüne girdi. 


1 Ocak: Khwein al-Kabir, Al-Khuwayn köyleri rejim güçleri tarafından ele geçirildi. 


5 Ocak: Umm Rujam, Faheel Jalas, Rujm Al-Mushrif, Luwaybidah köyleri rejimde.


9 Ocak: Ebu Duhur (Ebu Zuhur) bölgesine ulaşan rejim 38 kilometre mesafeye kadar yaklaşan rejim unsurları Burtuqalah, Farijah, Juhman, Duwadiyah, Ray Al-hawa, Abul Eleij, Jubb Al-Qasab, Maksar Tahtani, Maksar Fawqani, Harmalah, Bashkun, Harjalah, A’jaz, Ebu Duhur hattında kalan Abu Tahiha, Harmala, Karatin, and Al-Mushrefa, Rubay köy ve beldelerini ele geçirdi.

10 Ocak: Halep kent merkezi ve orta kesimlerini İdlib güneydoğusuna bağlayan bölgede bulunan stratejik Ebu Duhur Hava Üssü bugün rejim güçlerinin kontrolüne girdi.