Haberyirmi

NEW YORK, (HABERYİRMİ) – Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Cumartesi yapılan oturumda, ‘Suriye’de milyonlarca kişiye insani yardım ulaştırmak ve durumu kritik hastalarla yaralıları tahliye etmek’ gerekçeleri ile 30 günlük ateşkes ilan edilmesini öngören tasarı kabul edildi.

Güvenlik Konseyi’nin ateşkes kararının 72 saat içerisinde yürürlüğe gireceği belirtildi.

Üç kez ertelenen tasarının Cumartesi yapılan toplantısı bildirilen saatten yaklaşık iki saat sonra başladı. Bu süre içinde tasarı konusunda çekinceleri olan Rusya’nın ikna edilmeye çalışıldığı belirtildi.

Kararda, Suriye genelinde insani yardımların ‘güvenli, engelsiz ve sürdürülebilir’ bir şekilde ulaştırılabilmesi ve ‘durumu ağır hasta ve yaralıların’ tahliye edilebilmesi için tüm taraflardan ‘gecikmeden’ çatışmaları en az 30 gün durdurmaları talep edildi.

Kararda ayrıca özellikle insani durumun ‘alarm verdiği’ Doğu Guta’da da dahil Yarmuk, Fua ve Kefraya’da kuşatmanın kaldırılması talebinde bulunuldu.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden alınan “Ateşkes” kararında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve Özgür Suriye Ordusu’nun Afrin’e düzenlediği Zeytin Dalı Harekatı ile ilgili bir açıklama olmadı.

Ateşkese gerekçe olarak, 4 yıldır kuşatma altında tutulan Doğu Guta’daki ‘insani durum’ gerekçe gösterildi.

Ancak, 4 yıldır bekleyen BM daimi üyelerinin, Türkiye’nin 20 Ocak’ta Afrin’de YPG/PKK’yı hedef alan harekata başlaması sonrasında bu kararı alması akıllarda soru işaretlerine neden oldu.

Zamanlama ve kapsama bakıldığında kararın, birinci derecede Afrin’e yönelik harekatı hedef aldığı yönünde şüpheler yer alıyor.

Öyle ki Suriye rejimi karara uyacağını resmen duyuran ilk ülke oldu. SANA ajansının yayınladığı açıklamada, anlaşmanın Suriye ordusunun elde ettiği başarılar sonrasına denk geldiğine işaret edildi. Bu ifadeyle Halep’in geri alınmasını kastedildiği belirtildi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bu oylaması öncesine Ankara kulislerinde bu kararın Zeytin Dalı Operasyonu’nu nasıl etkileyeceği konuşuluyordu.

Ankara’daki güvenlik kaynakları, TSK’nın ÖSO ile birlikte yürüttüğü operasyonun “terörle mücadele operasyonu” olduğunu, dolayısıyla etkilenmeyeceğini vurguluyorlar.

Dışişleri Bakanlığı ise gece saatlerinde yaptığı açıklamada “(BMGK’nın ateşkes kararı) Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehlikeye atan terör örgütleriyle mücadelesini sürdürecektir.” ifadelerine yer verdi.
İşte o açıklama:

Zira Türkiye, harekata başlarken Afrin’de ‘DEAŞ hedefleri de operasyon kapsamında’ tezini kullanmaya başlamıştı. ‘Afrin’de DEAŞ mı var’ eleştirilerine neden olan bu tezin arkasında ise BM kararına benzer bir hamleyi boşa çıkartmayı amaçlayan stratejinin yattığı anlaşılıyor.

Türkiye BM’nin ateşkes kararı IŞİD’i kapsamadığı için, ‘DEAŞ’karşı mücadele teziyle’ operasyonu sürdürecek.

TSK’nın bölgede sadece PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD-YPG’ye karşı değil, IŞİD’e karşı da mücadele ettiğinin altını çizen aynı kaynaklar, ateşkesin Suriye’deki iç savaşın tarafı olan gruplara yönelik olduğuna, “terör örgütlerini ise kapsamayacağına” dikkat çekiyor.
Edinilen bilgilere göre de ateşkesin kapsamında Doğu Guta, İdlib, Kuzey Hama, Rakka ve Ruhban yerleşim yerlerinin olduğu, bu noktaların isimlerinin sıralanırken açık biçimde Afrin bölgesinden ise bahsedilmediği öğrenildi.
Güvenlik uzmanları ise “Metnin orijinaline baktığımızda terör örgütlerine yönelik yürütülen harekatları kapsamadığı net bir şekilde belirtiliyor. Türkiye, Zeytin Dalı Harekatı’nı, PKK/PYD ve IŞİD’e yönelik başlattığını duyurmuştu. Dolayısıyla Birleşmiş Milletler’in aldığı ateşkes kararı kesinlikle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Afrin Bölgesi’nde yürütmekte olduğu Zeytin Dalı Harekatı’nı etkilemez” değerlendirmesinde bulunuyor.
Buna karşın Suriye rejimi ve Kuveyt’in BM daimi üyeleri, Türkiye’nin de Afrin harekatına ateşkes dahilinde son vermesi çağrısında bulundu.