Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Libya’da attığı adımlar “İsrail Derin Devleti” tarafından huzursuzlukla karşılandı. ABD merkezli Yahudi Ulusal Güvenlik İşleri Enstitüsü (JINSA) tarafından Türkiye’nin Libya’daki etkisine ilişkin hazırlanan raporda Ankara ile Trablus arasında imzalanan her türlü ekonomik anlaşmanın askıya alınması için yol haritası hazırlandı.
İsrail derin devleti Türkiye’ye karşı harekete geçti: “Akdeniz’e donanma yığın” çağrısı
ABD’de faaliyet gösteren en büyük İsrail lobilerinden olan ve “İsrail Derin Devleti” olarak bilinen Yahudi Ulusal Güvenlik İşleri Enstitüsü (JINSA), Türkiye’nin Libya Ulusal Mutabakat Hükûmeti (UMH) ile sürdürdüğü meşru ve yakın ilişkinin sona erdirilmesi için kolları sıvadı.
“Türkiye’nin Libya’daki Yükselişi: Tavsiyeler ve ABD’nin Politika Opsiyonları” başlıklı raporundan edinilen bilgilere göre, Türkiye ile Libya UMH arasında Doğu Akdeniz’e ilişkin imzalanan Münhasır Ekonomik Bölge mutabakatının ve Türkiye’nin çıkarına olan her türlü ekonomik anlaşmanın iptal edilmesi istendi.
Hafter’in arkasındaki devletler
ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Eric Edelman ve ABD Hava Kuvvetlerinden emekli General Charles Wald imzası taşıyan raporda, Türkiye’nin uluslararası tanınırlığı olan Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükûmeti ile iki farklı mutabakat imzaladığı hatırlatıldı.
Öte yandan, Libya’nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’in “Trablus hükûmetinin rakibi” olarak nitelendirildiği raporda, Hafter’in arkasında Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Rusya ve Fransa’nın bulunduğu kaydedildi.
“ABD Doğu Akdeniz’e donanma yığmalı”
ABD’nin Soğuk Savaş döneminden bu yana Doğu Akdeniz’e “yeterli önemi vermediği” vurgulanan raporda, ABD’nin bölgedeki donanma varlığının artırılması ve Türkiye’nin gücünün dengelenmesi gerektiği yazıldı.
“ABD Türkiye’deki askeri varlığını Yunanistan ve Kıbrıs’a taşımalı”
JINSA raporunun “Tavsiyeler” kısmında, ABD’nin liderliğinin “hayati önem taşıdığı” vurgulanan Libya ve Doğu Akdeniz sahasıyla ilgili olarak şunlar kaydedildi:
“ABD, bölgede liderlik vasfını üstlenerek İsrail ve Mısır’la yakın ilişki halinde olan Yunanistan ve Kıbrıs’a açık ve net bir şekilde destek olmalıdır. Hatta bunu bir adım öteye taşıyarak Türkiye’de konuşlu askeri varlıkları için Yunanistan ve Kıbrıs opsiyonlarını ciddi şekilde düşünmelidir.”
“Türkiye’nin Libya ve Doğu Akdeniz’deki adımları İsrail, Yunanistan, Mısır ve Kıbrıs’ı baskılıyor”
ABD’nin “Doğu Akdeniz Özel Temsilcisi” sıfatıyla bir yetkili atamasının hayati önem taşıdığı ifade edilen JINSA raporunda, söz konusu temsilcinin üç farklı görevi olması gerektiği belirtildi.
ABD’nin müstakbel “Doğu Akdeniz Özel Temsilcisi”nin ilk ve en büyük görevinin bölgesel enerji kaynaklarının keşfi noktasında ABD müttefikleri olan Doğu Akdeniz Gaz Forumu üyeleriyle (İsrail, Yunanistan, GKRY, Mısır, İtalya, Ürdün) yakın ilişki içerisinde olarak Türkiye’nin hamlelerini dengelemek olduğu kaydedilen raporda şunlar yazıldı:
“Türkiye’nin Libya ve Doğu Akdeniz’deki adımları, ABD müttefikleri olan Mısır, İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs’ın enerji alanındaki kalkınmasını baskılıyor. Ankara ile Trablus hükûmetleri arasında imzalanan mutabakatlar, bölgedeki kaynakların Avrupa’ya ulaşmasının ve kıtanın Rusya’ya yönelik enerji bağımlılığının azaltılmasının önündeki en büyük engellerdir.”
“Türkiye’nin UMH ile imzaladığı tüm ekonomik anlaşmalar iptal edilmelidir”
ABD tarafından atanması istenen “Doğu Akdeniz Özel Temsilcisi”nin ikinci görevinin “Libya halkının talepleri doğrultusunda ülkedeki iç savaşı sona erdirmek” olduğu kaydedilen raporda, Türkiye ile Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti arasında imzalanan deniz yetki sınırlandırılması mutabakatının iptal edilmesi istendi.
Konuyla ilgili olarak şunlar kaydedildi:
“Libya’daki iç savaş, diplomatik kanallar üzerinden sona erdirilmelidir. Askeri olarak elde edilecek herhangi bir başarının uluslararası geçerliliği olmamalıdır. Öte yandan, ülkedeki dış etkilerin de sıfırlanması kapsamında Ankara ile Trablus yönetimleri arasında imzalanan Münhasır Ekonomik Bölge anlaşması iptal edilmelidir. Bununla da sınırlı kalmayıp Türkiye’nin çıkarına hizmet eden her türlü ekonomik anlaşma askıya alınmalıdır.”
“Koronavirüsün bölgedeki olası sonuçları bertaraf edilmelidir”
Raporun “Tavsiyeler” kısmında son olarak ise “bölgede yükselmekte olan Kovid-19 tehlikesine” işaret edilerek ABD Doğu Akdeniz Özel Temsilcisi’nin koronavirüsün olası insani sonuçlarını bertaraf etmesi gerektiği ifade edildi.
Akşam