Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, Millet İttifakı’nın Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile yaptığı görüşmelere ilişkin olarak kaleme aldığı yazısında, “Davutoğlu ustaca, Kılıçdaroğlu’na ‘Cumhurbaşkanı adayı olma’ mesajını veriyor. Haliyle Kemal Bey de rahatsız oluyor” iddiasında bulundu. Selvi, “Davutoğlu, muhalefetin cumhurbaşkanlığı seçimini kazanabilmesi için Türk ve Sünni bir cumhurbaşkanı adayı çıkarması gerektiğini söylüyor. Davutoğlu’nun Alevi ve Kürt bir cumhurbaşkanı adayının kazanma şansının zayıf olduğunu söylediği hatta bu profile sahip bir adaya CHP seçmeninin bir kısmının oy vermeyeceğini belirttiği ifade ediliyor” dedi. İşte Selvi’nin o yazısı:
“Muhalefet liderlerinin hangi sırasıyla oturacakları konusunda çarpıcı öneri Kılıçdaroğlu’ndan geldi.
CHP Lideri, harf sırasına göre oturulabileceğini açıkladı. Bu buluş atomun çekirdeğini parçalamaktan dahi daha önemli.
Ama bu öneri tam olarak kabul görmüş değil. Çünkü harf sırasına göre olduğunda Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın en başta oturması gerekiyor. Burada da Ali Babacan mı yoksa Ahmet Davutoğlu mu diye ikinci bir gerilim su yüzüne çıktı.
CHP’liler ve İYİ Partililer ise, bunların yüzde 1 oyları bile yok ama başköşeye oturacaklar, yüzde 25 oyu olan CHP Lideri son sıraya düşecek diye itiraz ediyorlar.
Muhalefet liderleri henüz oturma sırası sorunu çözebilmiş değiller ama bu kafayla Türkiye’de sistem değişikliği yapacaklar.
Her şey toz pembe gösterilmek isteniyor ama Millet İttifakı’nın önünde aşılması gereken önemli sorunlar duruyor.
DAVUTOĞLU’NUN ÖNERİSİ
Bu noktada Ahmet Davutoğlu’nun temaslarını mercek altına almakta yarar var. Davutoğlu, Akşener ve Kılıçdaroğlu ile önce ayrı ayrı sonra üçü birlikte görüştü.
Orada Davutoğlu’nun beşinci ya da altıncı parti olarak eklemlenmek yerine, Millet İttifakı’nın yeniden kurulması gerektiği önerisinde bulunduğu biliniyor.
Davutoğlu, muhalefetin sadece ‘Cumhurbaşkanı adayı kim olsun?’ sorusuna odaklandığı oysa yeni bir perspektifle Millet İttifakı’nın yeniden kurulması gerektiği görüşünde. Muhalefeti dağınık buluyor. Türkiye’nin sorunlarına çözüm üretmek yerine ‘Kim cumhurbaşkanı adayı olsun’ mücadelesinin yaşandığını düşünüyor.
Millet İttifakı’nda partilerin eşit olarak temsil edilmesi gerektiğini savunuyor.
RAHATSIZLIĞA NEDEN OLUYOR
Davutoğlu’nun önerilerinin ittifakın büyük partileri CHP ve İYİ Parti’de rahatsızlığa yol açtığı bir sır değil. CHP’de, ‘Yüzde 1 oyu bile olmayan parti ittifakı yeniden dizayn etmek istiyor’ şeklinde itirazlar söz konusu. ‘Ahmet Davutoğlu bakalım bundan sonrayı neyi talep edecek’ şeklinde değerlendirmeler yapılıyor. İYİ Parti’de de benzer yorumlar yapılmakla birlikte, ‘Cumhurbaşkanı adayını CHP çıkaracak. Küçük partilerin oylarına CHP’nin ihtiyacı var. Onlar bu sorunu çözsün’ yaklaşımı söz konusu.
DAVUTOĞLU’NUN CUMHURBAŞKANI PROFİLİ
Ama asıl çok önemli bir nokta var ki henüz kamuoyuna yansımadı.
Davutoğlu, Akşener ve Kılıçdaroğlu ile görüşmesinde iki ayaklı öneride bulunuyor.
1- Millet İttifakı’nın yeniden kurulması. İttifakta yer alan partilerin eşit temsili.
2- Cumhurbaşkanı adaylığı konusu.
Davutoğlu, muhalefetin cumhurbaşkanı adayı konusunda bir isim zikretmiyor. Ama bir cumhurbaşkanı adayı profili ortaya koyuyor. Bunu yaparken de Kılıçdaroğlu’nu incitmemeye çalışıyor. O nedenle kelimeleri özenle seçiyor ama Kılıçdaroğlu geriliyor.
Biraz sonra detaylarını vereceğim ama Davutoğlu ustaca, Kılıçdaroğlu’na ‘Cumhurbaşkanı adayı olma’ mesajını veriyor. Haliyle Kemal Bey de rahatsız oluyor.
Çünkü Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adaylığına odaklanmış durumda. Hiç bu kadar motive olduğunu sanmıyordum. Ama kendisine en büyük hedef olarak cumhurbaşkanı adaylığını belirlemiş durumda.
Şimdi gelelim Davutoğlu’nun ideal cumhurbaşkanı adayı konusundaki değerlendirmelerine.
SÜNNİ VE TÜRK ADAY
Davutoğlu, nasıl bir cumhurbaşkanı adayı olsun diye bir araştırma yaptırdıklarını anlatıyor. Halkın, Sünni ve Türk bir cumhurbaşkanı adayı istediğini söylüyor. Muhalefetin cumhurbaşkanlığı seçimini kazanabilmesi için Türk ve Sünni bir cumhurbaşkanı adayı çıkarması gerektiğini söylüyor. Davutoğlu’nun bunu mezhepçilik ve etnik ayrımcılık anlamında söylemediğini düşünüyorum. Kimseye haksızlık etmek istemem. Yazarken bile kelimelerimi özenle seçmeye çalışıyorum. Çünkü hassas bir konu. Ayrıca benim öyle bir takıntım yok. Ülkemizin geldiği noktada hâlâ mezhep ve etnik köken üzerinden siyasi eğilimlerin belirlenmesinin iç açıcı bir durum olmadığını düşünüyorum. Sadece bir kulisi aktarmaya çalışıyorum. Davutoğlu’nun Alevi ve Kürt bir cumhurbaşkanı adayının kazanma şansının zayıf olduğunu söylediği hatta bu profile sahip bir adaya CHP seçmeninin bir kısmının oy vermeyeceğini belirttiği ifade ediliyor.
Peki Kılıçdaroğlu’nun tavrı ne oluyor? O da ayrı bir yazı konusu.
DAVUTOĞLU MU ADAY
Burada, ‘Ahmet Davutoğlu cumhurbaşkanı adayı olarak kendini mi tarif ediyor’ değerlendirmesi yapılabilir ama daha çok Kılıçdaroğlu’na yönelik aday olma mesajı olduğunu düşünüyorum.
Tabii bu Davutoğlu. İkinci aşamada şu ya da şunlar cumhurbaşkanı adayı olsun der mi? Orasını bilemiyorum.
MİLLET İTTİFAKI’NDA KADER ANI
HDP’nin etrafında sol bileşenlerden oluşan üçüncü ittifak neredeyse kesinleşti.
Ama orada bir püf noktası var.
Seçim kampanyasında HDP ve PKK gölgesi altında kalacaklarını, milliyetçi ve ulusalcı tabanın tepki göstereceğini bildikleri için Akşener ve Kılıçdaroğlu, HDP’nin Millet İttifakı içinde olmasını istemediler.
Ayrıca HDP’nin baraj sorunu yok. O nedenle parlamentoya girme diye bir sıkıntı yaşamıyor.
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
Ama bu işte kritik bir halka var. O da üçüncü ittifakı kuran HDP, cumhurbaşkanı adayı çıkaracak mı? Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın açıklamalarından, Millet İttifakı’nın adayını desteklemeye açık oldukları anlaşılıyor. Tek şartları cumhurbaşkanı adayının kendilerine dayatılmaması, aday belirlenirken HDP’nin görüşünün de alınması.
Bu çok zor bir konu değil. Belli ki bir pazarlık yürüyor.
Pervin Buldan, ”İleriki dönemlerde, demokratik iktidarın bir parçası olacağız” dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP’nin oyu çok önemli. Ama Kılıçdaroğlu HDP’ye göz kırptıkça, İYİ Parti’nin tepkisiyle karşılaşıyor.
KRİTİK ZAMAN
“Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer” diyen Kılıçdaroğlu’na İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu’nun gösterdiği tepkiyi yabana atmamak lazım. “Bireysel tepki” diye geçiştirmeye çalışıyorlar ama Yavuz Ağıralioğlu bir damarı temsil ediyor. Kılıçdaroğlu o sözü söylediği andan itibaren İYİ Parti’de çok önemli bir iç tartışma yaşandı.
“Bu iş hiç iyi bir yere doğru gitmiyor” şeklinde değerlendirmeler yapıldı. Bu durumu hemen ‘İYİ Parti, Millet İttifakı’ndan ayrılıyor’ diye yorumlamıyorum. Hatta bu aşamada mümkün görmüyorum ama İYİ Parti cephesinde testi doluyor. Henüz kritik an gelmedi. Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi süreci, Millet İttifakı açısından kader anı olabilir. Şimdilik bu kadarını söyleyeyim.”