Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, bugünkü köşe yazısında, seçim kanunundaki değişikliğe CHP ve İYİ Parti’nin neden ‘cılız’ bir tepki verdiğini açıkladı.
Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, Haber7 için kaleme aldığı, “CHP ve İYİ Parti seçim kanunundaki değişiklik meselesini neden büyütmedi?” başlıklı yazısında seçim kanunda partilerin nabzını tutarak, dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.
Acet, muhalefetteki partileri kastederek, “İşin gerçeği, bu iki partinin diğer 4 partiye, TBMM seçimleri özelinde pek bir ihtiyaçları bulunmuyor. Muhalefetteki küçük partilerin aksine daha cılız şekilde tepki göstermelerinin bir sebebi bu. Bırakalım da ittifakımız içindeki küçük partiler daha fazla dertlensinler havasında CHP ve İYİ Partililer.” değerlendirmesinde bulundu.
Mehmet Acet’in bugünkü köşe yazısı şu şekilde:
AK Parti ve MHP’nin ortak çalışmasıyla hazırlanan, seçim kanununda değişiklik öngören düzenlemenin bu hafta Meclis Anayasa Komisyonu’nun önüne gelmesi bekleniyor.
İki partinin meclis çoğunluğu dikkate alındığında, düzenlemenin Meclis’teki aşamalardan geçtikten sonra kanunlaşmasının önünde bir engel bulunmuyor. Komisyon, ya da genel kurul görüşmeleri sırasında kanun metni üzerinde bir takım değişiklikler olabilir mi?
Evet, olabilir.
Ancak, düzenlemenin ruhunu etkileyecek ölçüde bir değişiklik olmasını kimse beklememeli. Çünkü AK Parti ve MHP’de, “İyi ki bu adımı atma kararı almışız” havası var.
Düzenlemenin siyasi okumasına bakıldığında, Cumhur İttifakı açısından bir taşla iki kuş durumunun söz konusu olduğu söylenebilir. Bu hamle ile iki partinin daha fazla milletvekili çıkarma şansları gündeme geliyor.
(2018 seçim sonuçları baz alınıp bir hesap yapılması halinde AK Parti 11, MHP 5, HDP 4 milletvekili daha fazla çıkartıyor.)
Hem de, gerek seçim barajının düşürülmesi, gerekse ‘artık oylarla’ ilgili maddeler, kanunun önceki haline göre daha demokratik duruyor. Kanunun bu yeni haliyle, partiler hak ettikleri kadar milletvekili çıkartıyor.
Bir örnek vereyim:
2018 seçimlerinde Elazığ’da MHP CHP’den daha fazla oy almasına rağmen Saadet Partisi’nden gelen artık oylar sayesinde CHP, MHP’den daha fazla milletvekili çıkardı.
Bakmayın, ince mühendislik çalışması falan dendiğine. Detaylı bir şekilde incelendiğinde, düzenlemenin anti demokratik olduğuna dair eleştirilerin güçlü bir dayanağı bulunmuyor.
CHP VE İYİ PARTİ NEDEN ZAYIF TEPKİ VERDİ?
Muhalefet cephesinden gelen tepkilere bakıldığında, büyük partilerin güçlü şekilde tepki göstermek yerine, sessiz kalmamak adına açıklamalar yaptığı görülüyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Koltuklarını korumak için seçim yasasını değiştiriyorlar.” dedi.
O kadar.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise, “Milimetrik hesaplarla sizin oylarınızı manipüle etmek için kanun çıkarmaya kalkıştılar.” Açıklamasını yapmakla yetindi.
Peki, neden böyle davrandılar dersiniz? İşin gerçeği, bu iki partinin diğer 4 partiye, TBMM seçimleri özelinde pek bir ihtiyaçları bulunmuyor.
Muhalefetteki küçük partilerin aksine daha cılız şekilde tepki göstermelerinin bir sebebi bu. Bırakalım da ittifakımız içindeki küçük partiler daha fazla dertlensinler havasında CHP ve İYİ Partililer.
KILIÇDAROĞLU’NA YAKIN BİR İSİM: 6’LI DEĞİL, 4’LÜ İTTİFAKIMIZ VAR
Bu yazıya başlamadan önce görüşlerini almak üzere telefonla aradığım Kılıçdaroğlu’nun yakın kurmaylarından biri, içinde 6’lı ittifak geçen cümleler kurmama itiraz etti.
“6’lı değil, 4’lü ittifakız. CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti. DEVA ve Gelecek Partileri şu anda ittifak içinde değil. Onlarla sadece parlamenter sisteme geçişle ilgili bir ortaklık içindeyiz” dedi.
Burası doğru.
Gerçekten de şu anda 6’lı bir ittifaktan söz etmek için erken. Ancak bu sözleri biraz da, Meclis seçimleri özelinde CHP’nin, (İYİ Parti için de aynı şey söylenebilir) küçük partileri yük olarak görmesiyle de ilişkilendirmek mümkün.
Ama şöyle bir gerçek de var:
Meclis seçimlerinde ihtiyaç duymasalar da, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde küçük partiler adına verilecek oylar yüzde 50 barajını aşma anlamında önemli olduğu için CHP ve İYİ Parti’nin diğer partileri yanlarından ayırma lüksleri bulunmuyor.
O nedenle küçük partiler, cumhurbaşkanlığı seçimleri için ellerinde tuttukları kozu, meclis seçimleri için sayısal ağırlıklarının üstüne çıkacak bir pazarlığa tabi tutmak isteyeceklerdir.
Buradan bakıldığında, yeni düzenleme küçük partilerin CHP ve İYİ Parti karşısında pazarlık kozunu zayıflatabilir. Bu hafta muhalefet partileri kendi içlerinde bu durumu kendi lehlerine çevirmek için görüşme trafiği içine girecekler.
27 Mart’ta ise, hep birlikte toplanarak tutumlarını ortaklaştırmaya çalışacaklar. Seçimlerin, sandığın kimse için bir garantisi yoktur elbet.
Ancak, bu düzenlemeyi, “İktidar yolun sonunu gördü mühendislik hesaplarıyla durumu düzeltmeye çalışıyor” şeklinde bir kalıba sokmak, hiç de ikna edici bir argüman gibi durmuyor.