Bbc’nin yalanı yine elinde patladı


Alman Der Spiegel dergisinin gözde muhabiri Claas Relotius’un Türkiye’deki göçmen çocuklarla ilgili haberinin kurgu olduğunu itiraf etmesinin ardından BBC Three kanalında Mart 2016’da yayımlanan ve Aralık 2018’de internette birçok online platformda erişime açılan ‘Sex in Strange Places’ (Garip Yerlerde Seks) isimli belgeseldeki bazı şüpheli görüntülere ilişkin araştırma gerçekleştirildi.

‘BEDENİNİ SATIYOR’ İDDİASI

Hürriyet’in haberine göre, BBC Three kanalında yayınlanan belgeselde, 35 yaşında olduğu söylenen ‘Fatma’ isimli kadının savaşta harap olan Halep’ten kaçtığı, Suriye-Türkiye sınırında insan kaçakçılarına para ödediği ve Türkiye’de ‘hiçbir destek görmediği için’ dilenmek zorunda kaldığı ifadeleri yer alıyor. Belgeseli sunan Stacey Dooley, İstanbul Aksaray’da yaşayan ‘Fatma’nın dilencilikten yeteri kadar para kazanamadığı günlerde bedenini satmak zorunda kaldığını iddia ediyor.

ESNAF: YILLARDIR GÖRÜYORUM

Vakıflar Çarşısı esnafının çekim izni vermemesiyle yükselen tansiyonun ardından belgeselin sunucusu Stacey Dooley’in “Bu kadına Suriyeli olduğu için böyle davranıyorsunuz. Bu çok ırkçı bir davranış. Kabul edilemez” dediği duyuluyor. Belgeselde Suriye’de mültecilere hiçbir yardım yapılmadığı ve hiçbir haklarının bulunmadığı ifadeleri yer alıyor. Vakıflar Çarşısı esnafı Veysel Gül, 5 yaşından beri Vakıflar Çarşısı’nda çalıştığını, 15-20 yıldır da Harranlı olduğunu iddia ettiği kadının çevrede dolaşarak dilencilik yaptığını söyledi. Türkçe, Kürtçe ve Arapça bildiğini söylediği kadının para karşılığında BBC’ye konuştuğunu öne süren Veysel, yıllardır gördüğü kadının 50’li yaşlarda olduğunu tahmin ettiğini belirtti.

BBC BELGESELİ KALDIRDI

Belgeselin yapımcısı BBC’den Julia Rooke ise Aksaray’da dilendiği ve fuhuş yaptığı öne sürülen kadının etnik olarak bir Türkmen olduğunu, kadının Halep’ten Hatay’a yasadışı yollarla kaçtığı için hiçbir resmi dökümana sahip olmadığını söyledi. Rooke, belgeselde Suriyeli olduğu söylenen kadının BBC ekibine Türkiye’de yardım eden kişi tarafından bulunduğunu öne sürdü. BBC’ye yardım eden yerel yapımcı ise “Ben sadece birkaç kez tercümeye gittim. O kadını ve diğerlerini kim bulmuştu bilmiyorum” ifadesini kullandı. Rooke, gönderdiği mailde, “Kadının kocası Esad’ın ordusunda görev yapmış ve geçmişte Halep’te dükkânları varmış. Yasadışı bir şekilde Türkiye’ye girdiği için hiçbir resmi belgesi yok… Kocası hastaydı, büyük kızı ise DEAŞ tarafından kaçırılmıştı. Arapça konuşuyordu, Türkçesi ise oldukça bozuktu” ifadelerini kullandı. BBC Three’nin belgeselinde ise kadının sık sık küfürlü ifadeler kullanarak sadece Türkçe konuştuğu görülüyor. Belgesel ile ilgili şüpheler oluşmasının ardından iletişime geçilen BBC’nin kendi sitesinden ve YouTube hesabından belgesele ait bölümleri kaldırdığı ortaya çıktı.

ALMAN MUHABİR İTİRAF ETMİŞTİ

ALMANYA’da Der Spiegel muhabiri Claas Relotius’un Türkiye’deki göçmen çocuklarla ilgili hikâyesi de dahil olmak üzere dergide yayımlanan çok sayıda haberinin kurgu olduğunu itiraf etmesinin ardından istifası dünyada gündem olmuştu. Relotius, ‘Königskinder’ (Kral’ın Çocukları) başlıklı bir haberinde Türkiye’de gördüğü iki sığınmacı çocuğun fotoğrafını çektikten sonra bu çocukların Ahmed ve Alin isimli kardeşler olduğunu, ‘çocuk köle’ olarak nitelendirdiği çocukların evlerinin Halep’te bomba ile patlatıldığını yazmış, Der Spiegel’de yayımlanan makalenin ‘kurgu’ olduğu geçen ay ortaya çıkmıştı. 9 Temmuz 2016’da dergide yayımlanan haber dolayısıyla Relotius en iyi haber ödülüne layık görülmüştü.

ESNAFA GÖRE HARRANLI DİLENCİ

Belgeselin İstanbul’daki son kısmında televizyon ekibi ve Laleli’deki Vakıflar Çarşısı arasında çıkan tartışmanın aktörlerinden biri de esnaf İshan Ünal.

Ünal, belgeselde ‘Suriyeli Fatma’ olarak gösterilen kadının yıllardır çarşıya gelen Harranlı dilenci olduğunu söyledi. Vakıflar Çarşısı’nın tarihi bir alan olması nedeniyle BBC’nin belgesel ekibine izinleri olmadığı gerekçesiyle çekim yapamayacaklarını söylediklerini belirten Ünal, “Belgesel ekibinin yanında bir Türk vardı. Çekim yapmaya çalıştılar, biz de izinleri olmadığı için yapamayacaklarını söyledik. Suriyeli dedikleri kişi burada yıllardır dilenen birisidir. Yüzünü tamamen kapatsa da sesinden ve yürüyüşünden bile tanıyoruz” dedi.

‘KASNAKÇILAR SOKAĞI’NDA SADECE İKİ AİLE KALIYORDU’

2015’in sonunda çekilen belgeselde Stacey Dooley, Süleymaniye Camisi’nin arka sokaklarına giderek Suriyeli sığınmacıların İstanbul’daki en büyük ‘kenar mahallelerden’ birini burada oluşturduğunu söylüyor. Belgeselde ‘Kasnakçılar Sokağı’nın bulunduğu bölge, İstanbul’da Suriyelilerin oluşturduğu en büyük kenar mahallelerden biri olarak tanımlanıyor. 1973’ten beri Kasnakçılar Sokağı’nda bakkallık yapan İbrahim Ulusoy, belgeselin çekildiği zamanlarda bölgede daha fazla Suriyeli olduğunu doğruluyor ancak belgeselde gösterilen Kasnakçılar Sokağı’nda o zamanda sadece iki Suriyeli ailenin yaşadığını söylüyor.

Kaynak: Takvim