“Uluslararası İyilik Ödülleri” programına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diyarbakır’a gidip ittifak ortaklarından ürktükleri için anaların kapısını çalmaktan korkan hatta cesur anneleri tehdit eden siyasetçi müsveddelerini gördük” dedi.
DİYARBAKIR ANNELERİ ‘ARTIK YETER’ DEDİ”
Evlat nöbeti tutan Diyarbakır anneleri bu terör örgütlerine ‘Edi bese’ dediler. Bir avuç cesur ana, benim Kürt kardeşlerimin kanını sülük gibi emen zalimlere ‘Artık yeter’ diyerek ihtar verdiler. Diyarbakır Anneleri sadece korku duvarlarını parçalamakla kalmadılar, siyasetçi görünümlü insan kaçakçılarının maskesini de aşağıya indirdiler. Yine bu süreçte Türkiye, muhalefeti, medyasıyla kimin nerede durduğunu da görme fırsatı bulmuştur. Kandil’deki kan tüccarlarının gönüllü avukatlığını yapanlar, daha ilk günden itibaren Diyarbakır Anneleri’ni itibarsızlaştırmak için çok gayret sarf ettiler.
“ANALARIN KAPISINI ÇALMAKTAN KORKAN SİYASETÇİ MÜSVEDDELERİNİ DE GÖRDÜK”
O terör örgütü mensuplarından olmayınca gelip kapılarını bile çalmadınız. Terör örgütüne tepki göstermek yerine ahlaksızca devleti suçlayanlar oldu. Diyarbakır’a gidip ittifak ortaklarından ürktüğü için anaların kapısını çalmaktan korkan siyasetçi müsveddelerini de gördük. Kaldıkları otele davet ettiler, ayaklarına gitmediler, gidemediler. Bu seneki ikinci Vefa ödülünü yiğit Diyarbakır annelerine veriyoruz. Bu ülkeyi terör belasından muhakkak kurtaracağız.
“İYİLİK VE İHSANI HAYATIMIZIN MERKEZİNE OTURTMAK MECBURİYETİNDEYİZ”
Modern dünyada insan daha fazla içine kapanıyor. Teknolojik araçlar sundukları sahte ve sanal mutluluklarla insanı gerçek hayattan daha çok kopartıyor. Salgın bize hayatta maddiyat dışında peşinde koşulması gereken daha yüce gayeler olduğunu hatırlatmıştır. İyilik ve ihsanı hayatımızın merkezine oturtmak mecburiyetindeyiz. Bunu başardığımızda vicdanımızın, dünyanın daha huzurlu hale geleceğini göreceğimizi biliyorum.
“BU ÜLKE DAİMA MAZLUMLARIN SIĞINAĞI OLMAYA DEVAM EDECEKTİR”
Gariplere kapımızı açık tutmayı sürdüreceğiz. Bugün Ukrayna’dan geliyorlar, yarın nereden geleceklerini bilemeyiz. Bu ülke daima mazlumların sığınağı olmaya devam edecektir, bundan hiç endişeniz olmasın. Ana muhalefetin başındaki ve yanındakiler ‘Biz seçimi kazandığımızda mültecileri ülkelerine göndereceğiz’ diyorlar. Biz göndermeyeceğiz. Biz ev sahipliğine devam edeceğiz.
ERDOĞAN BİR ANISINI ANLATTI
Sudan’da uluslararası bir toplantıya katılıyorum. Rahmetli Erbakan hocamız beni görevlendirdi. Ben de o zaman partimizin İstanbul İl Başkanıyım. Bizim yurtlarımızda kalan bir öğrenci beni gördü, hemen yanıma yaklaştı. “Tayyip abi burada ne işin var” dedi, ben de dedim “ben konferansa geldim, sen beni nereden tanıyorsun?” O da dedi ki “Ben sizin yurtlarınızda kaldım.” Dedim “Sen şimdi buradan ayrılma, birazdan bana tercümanlık yapacaksın.” “Ne demek Tayyip abi” dedi.
Ben konuşmayı yaptım, o da tercümeyi yapıyor. Konuşmanın çok çok güzel detayları vardı. Son cümleleri ile dünya efkari umumiyesinin gerektirdiği bir cümle idi. Tabi Sudanlı gencin tercümesi işi gayet iyi götürdü. Son anda da o günün sloganik cümlesini ben söyleyince salon bir kalktı, bir indi. Mesele damardan girmek…Ülkelerinize döndüğünüzde bizim oradaki elimiz, ayağımız, gören gözümüz olacaksınız.