ANALİZ: YPG ile Esad, El Bab için böyle anlaştı


YPG El Bab son durum
YPG El Bab son durum

Suriye Halep kuzeyindeki El Bab kimin olacak?
TSK ve kısıtlı olarak ABD destekli ÖSO güçlerinin mi?
ABD-Esad ve Rusya destekli YPG güçlerinin mi?
Rusya ve Şii takviyeli Esad güçlerinin mi?
Suriye’de 2011’de başlayan iç savaş, TSK destekli ÖSO güçlerinin 24 Ağustos 2016’da başlayan Fırat Kalkanı Operasyonu ile yeni bir sürece girdi.
Suriye’nin kuzeyinde ABD desteği ile önce Aynel Arap, ardından Tel Abyad ve son olarak Menbiç‘i alan PKK’nın Suriye kolu YPG, şimdi gözünü Halep kuzeyindeki El Bab‘a çevirdi. 
Bu hatta YPG‘nin odaklandığı en önemli strateji ise El Bab’ı alarak kuzeybatıdaki Afrin‘le, Fırat nehrinin hemen batısındaki Menbiç arasını birbirine bağlamak ve böylece Afrin‘den Kamışlı’ya uzanan Türkiye’nin Suriye sınırı boyunca 900 kilometrelik alanda Rojova‘yı (Batı Kürdistan-YPG koridoru) tamamlamak.
Bu gerçekleşecek mi?
Cevabı az sonra verelim.
Öncesinde bu planın engellenmesi için Türkiye’nin attığı adıma yakından bakalım.

Türkiye 24 Ağustos’ta duyurduğu Fırat Kalkanı Operasyonu‘nu, YPG’nin koridor projesini engellemek için devreye soktu. 
Plan kapsamında İdlip ve Halep‘ten getirilen ÖSO savaşçıları Kilis‘ten Suriye’ye sokularak operasyona başlandı. TSK birliklerinin destek verdiği operasyonda şu ana kadar IŞİD kontrolü altındaki Rai, Savran (Dabık) gibi önemli iki nokta da dahil Azez-Cerablus hattı ele geçirildi. TSK-ÖSO’nun sonraki hedefi ise El Bab bölgesini kontrol altına alarak, YPG’nin Rojova hattını kesmek?
Peki bu mümkün mü?

Suriye Halip kuzeyi El Bab bölgesi. YPG, daire içindeki alanda rejim güçleriyle ilerliyor.
Suriye Halip kuzeyi El Bab bölgesi. YPG, daire içindeki alanda rejim güçleriyle ilerliyor. 

Şimdi cevaplar….
TSK ve ÖSO, El Bab önüne gelene kadar rahat hareket etti. Ancak El Bab önüne gelindiğinde hem ABD, hem Rusya, hem Esad hem de YPG için ziller çaldı. Çünkü El Bab‘ın ÖSO‘ya geçme ihtimali bölgedeki tüm dengeleri değiştirilebilecek güçte!

Zira El Bab‘ı kontrol altına alan Muhalifler, rejimin Halep kuşatmasını kolaylıkla kırabilecek, Esad‘ın kuzeydeki varlığının teminatı olan Halep’in de tümden ÖSO denetimine geçmesi gündeme gelecekti. Böyle bir durum Rusya desteği ile kendini yeniden toparlayan Esad için sonun başlangıcı olabilirdi.

Esad için varsın Suriye’nin kuzeyi (Haseke, Halep kuzeyi) YPG’nin olsun. Nihayetinde Şam’a sıkışıp yenilmektense, Halep ve Haseke olmadan Suriye’de otoriteyi sağlamak çok daha kazançlı. İşte tam da bunu anlayan Esad, El Bab’ın YPG’ye teslimi konusunda çoktan örgütle anlaşmış durumda.

Diğer taraftan El Bab’ın muhaliflerin eline geçmesiyle YPG’nin “koridor” projesi de son bulacaktı. Elbette bu YPG için de, O’nun bölgedeki destekleyicisi ABD’nin de istemediği bir gelişme olurdu. 
Esad’a karşı atılmış bir hamle gibi görünse de ABD de muhalifleri El Bab’ta istemiyor. ABD, Aynel Arap’la birlikte daha kullanışlı bulduğu ve bölgedeki çıkarlarıyla uyum sağlayan, işbirliği ve ittifak yapan YPG‘ye oynamaya devam ediyor. Bu nedenle muhaliflerin otoritesi ile kıyaslandığında YPG’nin “Rojova projesi” hem İsrail hem de ABD için çok daha cazip. Esad’ı devirmek için 2011’de başlayan “Arap Baharı” sonrası “Muhaliflere oynayan” ABD, Esad’ı deviremeyeceğini anladığı ilk günden bu yana Esad’ı devirmekten vazgeçip YPG, Şii gruplar, Peşmerge ile “ayrık bölgeler” oluşturmayı seçti. Bu bakımdan muhaliflerin “Esad’ı devirmekle meşgul olanları” çoktan ABD’nin “ortaklar” listesinden çıkarılmış durumda. 

Peki Rusya?
 

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

Muhaliflerin El Bab‘ta kontrolünü ele geçirmesi en çok da Rusya‘yı rahatsız eder. Batı özelinde ABD‘nin “Batı paktını her geçen gün Suriye üzerinden daraltma çabası” karşısında Rusya’nın eli kolu bağlı seyirci kalmasını beklemek saflık olacaktır. Rusya her ne pahasına olursa olsun aynı zamanda kendisiyle de ortaklık yapmayacak bir tarafın bölgede ilerlemesine göz yummayacak seyirci kalmayacaktır. 
Bu nedenle kendisinin müttefiki Esad’ı, kendisiyle işbirliği ve ortaklık yapan YPG’yi bölgede güçlendirmek Rusya’nın “kuzey stratejisini” oluşturuyor. 

Türkiye dışında hiç bir güç ÖSO’nun El Bab’ı kontrol etmesini bu nedenle istemiyor. Bu nedenle ÖSO’nin El Bab’ı alması şimdiden bir mucize olarak görülebilir.


Peki ya YPG?
Evet…
Savaş planları, tarafların sahada attığı adımlar El Bab‘ın YPG‘ye teslim edileceğini gösteriyor. Ayrı bir analiz konusu olmakla birlikte “çok fazla işaret” bunu gösteriyor. 
Bundan daha da önemlisi şu; “YPG koridorunun kurulması anlamına da gelen bu hamleye karşı Türkiye ne yapacak”
Bu sorudan da önemlisi YPG, Türkiye’nin kesin müdahale ihtimaline rağmen El Bab‘a nasıl saldıracak. Ancak Pentagon ve Kemlin’de hazırlanabilen, akıl edilebilecek dahice strateji burada devreye giriyor. 


YPG+Esad işbirliği…
Bu strateji ilk kez 11 Kasım’da Tel Rifat güneydoğusunda uygulamaya sokuldu. İlk kez YPG güçleri SAA ile ortak operasyon yaptı.  Tel A’nah, Brandt, Şeyh Kif, Nayrabiyah köylerinin de arasında olduğu bazı köyler kontrol altına alındı. 
El Bab yönlü bu ilerleyişi Rusya ve Esad hava kuvvetleri havada Suriye Arap Ordusu (SAA) yerde destek verdi. Hemen ardından Sa’alah köyü ele geçirildi. Son olarak da 30 Kasım’da ÖSO kontrolündeki El Bab bölgesinin 3 kilometre kuzeydoğusunda bulunan Azrag köyü alındı. Köylere Suriye Arap Ordusu ve YPG, birlikte bayrak asmaya başladı.

Peki Esad, Suriye’nin kuzeyinin ülkeden kopması anlamına gelmesine rağmen neden YPG ile bu işbirliğini yapıyor. Bunun cevabı biraz da “ehveni şer” durumu olarak tanımlanabilir; yani iki kötüden iyisini tercih etmek…
Esad, YPG ile yaptığı işbirliği ile Türk destekli muhaliflerin daha da güneye inerek Halep üzerinden otoritesini sarsacak büyük bir tehdit haline gelmesini beklemektense, Suriye kuzeyini YPG’ye hediye etmeyi daha az riskli buluyor. YPG, sınır hattında koridoru tamamlarsa, Türkiye ve onun desteklediği muhaliflerle rejim arasına YPG girmiş olacak. ABD destekli YPG’nin dokunulmazlığı, dolaylı olarak Esad’a da büyük bir kazanç sağlayacak; Böylece “TSK ve ÖSO fiili olarak örgütle savaşamayacak, Halep’teki kuşatma başarılı biçimde sürecek, muhalifler temizlenecek, Lazkiye operasyonu ile Esad otoritesi yeniden kuzeyde sağlanmış olacak. 
Esad için varsın Suriye’nin kuzeyi (Haseke, Halep kuzeyi) YPG’nin olsun. 
Nihayetinde Şam’a sıkışıp yenilmektense, Halep ve Haseke olmadan Suriye’de otoriteyi sağlamak çok daha kazançlı. İşte tam da bunu anlayan Esad, El Bab’ın YPG’ye teslimi konusunda çoktan örgütle anlaşmış durumda.
Esad YPG işbirliği YPG için de büyük bir fırsat. Daha önce YPG’nin benzer ilerleyişi karşısında anında karşılık veren TSK ve ÖSO, işin içine rejim güçleri dahil olduğunda aynı karşılığı vermedi. Bu TSK’nın Esad rejimini doğrudan hedef almayacağının net göstergesi oldu. Sonuç olarak YPG’ye, “harekat odalarında” zekice hazırlanmış bir planla “dokunulmazlık” kazandırıldı. Hazırlayan da alan da veren de çok memnun…

Menbiç‘te ABD bayrağı dikerek TSK‘ya karşı dokunulmazlık zırhı kazanan YPG, El Bab‘ta ise Suriye rejim bayrağı dikerek benzer dokunulmazlığa kavuştu.
Bu noktadan sonra El Bab’ın ÖSO tarafından kontrol altına alınması ise yukarıda yazdığımız gibi neredeyse imkansıza dönüşürken YPG için artık mümkün görünüyor. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir