İdlib’te ne olacak: Savaş mı, uzlaşma mı? ANALİZ


ANALİZ – Türkiye, 7 Ekim 2017 itibariyle İdlib’e yönelik bir “operasyon” ilan etti. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuya ilişkin açıklamasında, İdlib’e sadece Özgür Suriye Ordusu’na bağlı birliklerin gireceğini duyurdu. Peki en fazla merak edilen soru şu; İdlib’i kanlı bir savaş mı bekliyor, yoksa karşılıklı mutubakat mı…

Yani İdlib’i kontrol eden Heyet-i Tahrir Şam grubu, kenti Reynanlı hattından giren Özgür Suriye Ordusu’na bağlı “eski ortaklarıyla” “kana kan, dişe diş” bir çatışmaya ve direnişe mi girecek, yoksa, mutabakat ve müzakereler sonucu, zaten önceden “fiyatlanmış ve kararlaştırılmış”  bir savaş senaryosu mu gerçekleştirilecek.

Türkiye, İdlib konusunda ne yapacağını, 25 Eylül’de Kazakistan’da düzenlenen Astana zirvesinde kararlaştırmıştı. Bu plan doğrultusunda Rusya ve İran’la mutabakat sağlanmış, İdlib’e yönelik “ortak tavır ve harekat” ortaya konacağı mesajını vermişti.

Kuşkusuz Türkiye, Rusya ve İran’ın İdlib adımının kendi iç dinamikleri olduğu gibi en başat gerekçe de, buraya olası ABD-YPG hamlesini önlemeye yönelikti. Türkiye için aslında gerçek anlamda bir tehdit oluşturmasa da İdlib’e ABD’nin YPG eliyle bir saldırı düzenleme ihtimalinin artması bu noktada tetikleyici ana unsur oluşturdu.

Şimdi bunun sonucu olarak İdlib operasyonun başladığı net biçimde görülüyor. Peki o soruya geri dönerek yeniden soralım. Savaş mı, anlaşma mı?

Buradan çetin bir savaş çıkmasını beklemek zor. Zira TSK’nın, bu savaşa katılmadığının açıklanması bunun en güçlü işareti. Resmen açıklanmadığı halde elbette Türk birliklerinin de sınırı geçtiğine dair raporlar akıyor. Ancak savaşla ele geçirilecek bir İdlib kararı olmuş olsa idi, kuşkusuz konvansiyonel anlamda bunun ilan da edilmiş olmasını bekleyebilirdik. 
Böyle bir ilanın resmi anlamda en azından şimdilik olmaması ise şu ana kadar geniş kapsamlı bir savaşın beklenmediği değerlendirmesine neden olabilir.

Diğer taraftan İdlib güneyine 6 Ekim’de rejim güçlerinin saldırı başlattığını da gözden kaçırmamak gerekiyor. Hem  de ilk le geçirdikleri köyün Türkiye adını taşıması oldukça önemli bir mesaj niteliği taşıyor olabilir. Burada şunu sormak lazım:

Rejim güneydeki saldırıları Türkiye ile koordineli yürütüyorsa bu “muhaliflerin idlib’ten tümden atmak için kapsamlı bir plana” işaret eder. Rejim kendi stratejisini uyguluyorsa Türkiye’nin stratejisine “çomak sokmaya çalıştığı” anlamına gelecektir. İkinci durumda Türkiye’nin alacağı pozisyon oldukça önemli olacaktır. Zira bu anlaştığı Rusya’dan gol yiyebileceğini gösterir.

An itibariyle Türkiye’nin şu anki pozisyonuna bakarsak… 

Burada amaçlanan ne…

Elbette, ABD’den önce zaten Türkiye’nin faal olduğu İdlib’te tahkimatı ve kontrolü sağlamak. Böylece, olası bir ABD-YPG saldırısının önüne en başından geçmek. Türkiye bu hamle ile aynı zamanda Afrin’in altından kuzeydoğuya doğru bir “dolama koridoru yapmayı da planlıyor” 

Maçın sonu ne olacak…

Buraya kadar olanlar aynı zamanda bize çok net olarak bir gerçeği gösteriyor. 2011’de başlayan bu savaş İdlib saldırısıyla muhalifler açısından fiilen bitmiş sayılır. Zira Türkiye’nin bu adımı karşılığında muhaliflerin bölgedeki kontrolü de bitmiş olacak. Rusya Türkiye’ye rağmen İdlib’e girmek istemediğinden, Türkiye’yi buraya sokarak çok daha yumuşak biçimde muhaliflerden kurtulmuş olacak. Bunan karşılığında ortalık süt liman olduğunda ise artık muhaliflerden bahsetmenin de imkanı kalmayabilir. 

Afrin konusu da net. Türkiye bu alana dokunmayacak. Anlaşma, Afrin’in “çatışmasızlık bölgesi” olmasını öngörüyordu. Rusların destek verdiği Afrin hattında, YPG Rusya’nın koruması altında. Ancak Türkiye, bu adımla en azından Afrin’i “boğmanın” etrafını kuşatarak en azından karantinaya almanın hesaplarını yapıyor.

Ancak tüm bu tez, İdlib’i kontrolünde tutan Heyet-i Tahrir Şam’ın (HTŞ’nin), uzlaşmasıyla mümkün olacak adımlar. HTŞ’nin, beklentinin aksine “sonuna kadar direnme kararı” halinde bu bölgede, içinde ABD-YPG’nin de müdahil olabileceği yeni bir kaosun başladığı anlamına gelecektir. HABERYİRMİ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir