PKK, Türkiye’deki legal yapılanmasının başına neden bir Türk’ü getirdi!!


ANALİZ – TÜRKİYE, Ankara (HABERYİRMİ) – PKK, Türkiye’deki legal siyasi yapılanması Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) başına bir Türk’ü seçtirdi. 2013’e kadar ÖDP’de iken HDP’ye geçen Sezai Temelli, kurucuları arasında yer aldığı HDP‘nin eş genel başkanı oldu.  

HDP Eşgenel başkanı Sezai Temelli. Diğer genel başkan da Pervin Buldan oldu.

Suriye, Irak, İran ve Türkiye‘yi içine alan bölgede ABD desteği ile silahlı terör faaliyeti yürüten PKK, Türkiye’deki legal siyasi ayağı HDP‘nin başına bir Türk getirdi. 
11 Şubat’ta Ankara Kapalı Spor Salonu‘nda yapılan partinin 3. Olağan Kongresi‘inde 2 genel başkandan (eşbaşkan) biri, Kürt olmayan Sezai Temelli oldu. 

İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Maliye Anabilim Dalında Öğretim üyesi iken, OHAL kapsamında yayınlanan 675 Sayılı KHK ile “terör yapılanmasına” yakınlığı nedeni ile üniversiteden ihraç edilen Temelli, bu partiden önce ÖDP’de siyaset yapmıştı. 
Komünist solcu yapısıyla bilinen Temelli, daha önce 12 Eylül 2010’da yapılan Anayasa değişikliği referandumuna da “Yetmez ama Evet” diyerek AK Parti’ye destek vermişti. 

Aslında HDP tavanı ve tabanı partide PKK’lı Kürtler dışında hiç kimseyi görmek istemediği bir sır değil. Zira Türk olduğu bilinen Sırrı Süreyya Önder, Sezai Temelli gibi isimler için de partide daha önce benzer hasmane tavırlar günyüzüne çıkmıştı.
Bunun son örneği Şırnak eski Milletvekili Hasip Kaplan’ın söylemleri olmuştu. Kaplan, Twitter hesabından, “HDP kurultayında Demirtaş’ın yerine sakın bir Türk göz dikmesin, benim naçizane önerim, herkes haddini bilecek” diye yazarak aslında PKK içindeki faşist yaklaşımın HDP’deki ayağının nasıl dikildiğini göstermiş oldu.

HDP’da lider kadrosu ve taban da Kaplan gibi düşünmesine karşın, 11 Şubat’ta yapılan kongrede bir Türk olan Sezai Temilli Seçildi. Peki neden…

Çünkü PKK buna mecbur…

Değerlendirmelere göre örgüt, “Büyük Kürdistan için” girişilen silahlı mücadelenin Kürtlerin tek başına altından kalkabileceği bir durum olmadığının farkında. Bu nedenle Suriye’de emperyalist-kapitalist güçlerle, Türkiye’de ise Komünist solcu kesimlerle birlikte yürümek istiyor.

Bu kapsamda PKK, bölgesel çapta benzer adımları “stratejik hamle olarak” gerçekleştiriyor. 

Kendi idieolojisini dayatmada, bir başka etnik yapı, ya da gücü “vitrin” olarak kullanan PKK, Suriye’de benzer yapılanmayı TEV-DEM (Tevgera Civaka Demokratîk – Demokratik Toplum Hareketi) üzerinden yürütüyor.

Örgüt yine Suriye’de ABD’nin hazırladığı “Suriye Demokratik Güçleri” adıyla “çok yapılı demokratik örgüt” algısı oluşturmayı amaçlarken, yine ABD’nin desteği ile ele geçirdiği bölgelerde ise adeta diğer etnik yapılara “tehcir” uygulayarak, etnik Kürt milliyetçiliği üzerinden aslında gerçek anlamıyla “faşist” dayatmalarda bulunuyor. 

Zorunlu silah altına alınma, ailenin rızası olmadan Arap çocuklarını alıkoyma, farklı bölgelerdeki PKK destekli toplulukları, Arap nüfusun yerine ikame edeceği bölgelere taşıma-yerleştirme bu faşist uygulamaların başında geliyor.

Bu arada İstiklal Marşı’nın okunmadığı, PKK lideri Abdullah Öcalan lehinde slganların atıldığı kongre ile ilgili soruşturma başlatıldığı bildirildi. HABERYİRMİ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir