F-35’ler Türkiye’ye neden verilmiyor?
HABERYİRMİ ANALİZ: Türkiye, 2007’de dahil olduğu yeni nesil savaş uçağı projesi F-35’ler için ABD’nin ambargosuyla karşı karşıya kaldı. Türkiye‘nin, ortağı, tedarikçisi ve alıcısı olduğu ve 100’den fazla uçak için 25 milyar dolar ödemeyi taahhüt ettiği proje, ABD’nin ileri sürdüğü bazı gerekçelerle ambargo ile karşı karşıya. Peki ABD‘nin, F-35 savaş uçaklarını Türkiye’ye teslim etmeyeceği yönünde aldığı karar ne anlama geliyor.
NEREDEN ÇIKTI BU PROJE?: Çok maksatlı savaş uçağı olarak üretilen F-35 Lightning (Şimşek), Amerikalı uçak üreticisi Lockheed Martin Havacılık tarafından ilk kez 2006’da üretildi. Aslında uçağın ilk üretim fikri halen ABD hava, deniz ve kara unsurlarının kullandığı uçakların yerini alacak bir uçak tasarlama fikri üzerinden çıktı. Proje ile ABD’nin deniz ve hava kuvvetlerindeki F-16, A-10, F/A-18 (yeni olan E/F “Super Hornet” varyantları hariç) uçaklarının yerine kullanılması planlandı.
BİR TAŞLA 9 KUŞ: ABD, hem uçak ihtiyacını gidermeyi hem de bedavaya getirmek için tüm kontrolü kendisinde olmak şartıyla birden fazla ülke ile ortaklık kurarak üretime gitmeye karar verdi. Yaptığı yasal düzenlemeler ve donanım paketlerine ilişkin kullanım haklarının tümünü de buna göre şekillendirdi. Mesela ABD bu süreçte kendisini “Birinci Müşteri” olarak tanımladı. Bu hem daha fazla uçak hem de daha fazla donanım kullanma hakkı anlamına geliyor. Mesela dikey kalkabilen F-35‘lerin “B” modeli sadece ABD’de bulunuyor. Diğer taraftan diğer ülkeler 50, 100 alım yaparken ABD 2 bin 500 uçağı envantere katmayı planlıyor.
PROJEDE KAÇ ÜLKE VAR: Üretilen uçakların çoğu ABD envanterine girecek ortak üretim projesinde Türkiye dahil 9 ülke bulunuyor. Türkiye de bu proje ile envanterindeki F-16’ları parti parti F-16’larla değiştirmeyi hedefliyor… Bunun yanında direkt ortak olmamakla birlikte İsrail, “güvenlik yardımı” adı altında ABD tarafından projeye direkt olarak katılıyor.
F-35 bir ABD soygun planı
Lockheed Martin firması ile 26 Ekim 2001’de yapılan kontrat kapsamında ilk uçuşunu 2006’da gerçekleştiren bu uçaklar için kurulan ortak girişimde İngiltere 1. seviye ortak olarak yer alırken, İtalya ve Hollanda ikinci seviye, Türkiye, Kanada, Avustralya, Norveç ve Danimarka ise üçüncü seviye ortaklar olarak bu girişimde yer alıyor. Bu ortakların her biri kullanım yetkisi, adedi ve donanım tercihleri ile katılımları bakımından derecelendiriliyor.
Türkiye, JSF(Joint Strike Fighter) Projesine 12 Temmuz 2002’de yedinci uluslararası partner olarak katıldı. İlk katıldığında altına imza attığı ödeme taahhüdü 100 uçak için 11 milyar dolardı.
11 MİLYAR DOLARDAN 25 MİLYAR DOLARA: Türkiye’deki uluslararası üretime katkıyı Tusaş Havacılık ve Uzay Sanayi tarafından lisanslı olarak yapılması planlandı. Ayrıca üretilen bütün uçakların motor bölümü ve diğer kısımlardan bazılarının parçaları Türkiye’de üretilmeye başladı. Uçağın elektronik kablo tesisatını üreten Hollandalı firma dördüncü fabrikasını Türkiye’de açtı.
UÇAĞIN KUMANDASI ABD ELİNDE: Buna karşın ABD uçaklara ait yazılım ve şifreleri F-16’larda olduğu gibi hiç vermedi. Bu aynı zamanda Türkiye’nin, ABD’nin istemediği hiç bir hedefe saldıramayacağı anlamına da geliyordu.
Aslında proje başından sonuna hem parasıyla hem de sunum şekli ile hem ABD oyunu hem de ABD soygunundan farksızdı.
Zira 2002’de 100 uçak için 11 milyar dolarlık faturanın altına imza atan Türkiye’nin yine 100 uçak için 2017’de ise 25 milyar dolar ödeme yapacağı açıklandı.
TESLİMATLAR HİÇ YAPILMADI: F-35 projesinde Türkiye iki kat fatura ödemeyi kabul ederek de bu uçaklara sahip olamadı. Zira 2017’de yapılması planlanan ilk teslimatta hiç bir şekilde gerçekleşmedi. Bu teslimatlar 21 Haziran 2018’e ertelenirken, son olarak 18 Haziran’da ABD’nin aldığı kararla 2 uçaklık bu ön teslimat da rafa kalkmış oldu.
Zira ABD’de bazı senatörler, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın pervasız yönetimi ve hukukun üstünlüğü ilkelerini hiçe sayması” gerekçesiyle Türkiye’ye F-35 satışının engellenmesini talep ediyordu.
SATIŞLARA ŞERH KONULDU: ABD Senatosu, Başkan Donald Trump’ın orduya daha fazla mali kaynak aktarılması çağrısına uyarak, 716 milyar dolar tutarında askeri harcama öngören savunma yasasını 18 Haziran’da onayladı. Yasa Türkiye’ye F-35 savaş uçaklarının satışına şerh düşülmesini öngörüyordu.
Yasa yürürlüğe girmeden önce Temsilciler Meclisi’nden geçen benzer bir yasa ile uyumlu hale getirilecek. Şerhin yasanın nihai halinde yer alıp almayacağı bilinmiyor.
Senato’dan geçen yasaya göre F-35 savaş uçakları ancak Türkiye’nin NATO ittifakına tehdit oluşturmadığının Trump tarafından tescil edilmesi halinde teslim edilebilecek.
İŞTE GÖRÜNÜR GEREKÇELERİ: Yasayı kaleme alan senatörler F-35’ler hakkındaki bu maddeyi, Amerikalı rahip Andrew Brunson’un 2016’da Türkiye’de tutuklanması ve Ankara’nın Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi satın alması nedeniyle eklediklerini daha önce belirtmişlerdi.
Diğer taraftan İsrail projede hiçbir biçimde yer almamasına karşın “Güvenlik işbirlik katılımcısı” adıyla bu projenin tüm nimetlerinden faydalandırılıyor. Aslında projenin, diğer ABD planlarında olduğu gibi İsrail için dizayn edildiği de söylenebilir. Zira İsrail ortağı olmamakla birlikte ABD’den sonra bu uçağa sahip olan ve kullanan ilk ülke oldu.
Bahaneler bir yana işte ambargonun asıl nedeni!
ABD’nin bu kaypak tutumunun ardında ne var?
Elbette yine İsrail!
Zira daha geçen hafta İsrail’in Haaretz gazetesi, Benyamin Netanyahu hükümetinin ABD’nin Türkiye’ye F-35 satışından endişeli olduğunu duyurmuştu. F-35 programının hem tedarikçi hem ortağı hem de alıcısı olan Türkiye’ye karşı teslimatı defterden silmek için yoğun girişimleri ve baskısı anlatmaya değer.
İKİ AYAKLI İSRAİL PLANI: İsrail’in F-35 planı iki ayaklıydı. İlk olarak teslimatı tümden iptal ettirmeyi hedefledi. Ancak Türkiye’nin projedeki ağırlığı nedeniyle bunun zor olabileceği hesabını da yaptı. İsrail basınına göre bu iki planlı saldırıda eğer teslimat iptal ettirilemezse bile en azından ABD’den F-35’in performans artırıcı yazılımı olmaksızın Türkiye’ye teslimini istedi.
Böylece geçen hafta F-35’i askeri operasyonda kullanan ilk ülke olduğunu duyuran İsrail, Ortadoğu’daki askeri üstünlüğünü koruma hesaplarını sürdürdüğünü göstermiş oldu.
Haaretz gazetesine konuşan üst düzey bir İsrailli savunma yetkilisi bunun açık biçimde anlatıyor aslında…
Bu askeri “üst düzey yetkili” İsrail’in askeri üstünlüğünü korumanın yanısıra askeri kabiliyetleriyle ilgili bilgilerin bölgedeki diğer ülkelerin eline geçebileceği kaygısıyla Ortadoğu’da F-35 sahibi tek ülke olarak kalmaktan memnun olacağını söylüyordu.
Evet belki görünürde ABD’nin gerekçeleri farklı!
Türkiye’de tutuklu ABD vatandaşları, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alım anlaşması yapması, Türkiye’nin Amerikan müttefiki ve NATO üyesi çizgisinden çıkması iddiaları bunlar arasında yer alıyor. Bu gösterilmek istenen gerekçelerin yanında ise bir de gerçekler var…
Bu ise İsrail’in Türkiye’ye karşı adımları… ABD’nin İsrail’e teslimiyeti…
İSRAİL NE İSTİYOR: İsrail, ABD’ye bölgede kendisinden daha güçlü hava ve kara gücü olmaması için ABD’ye olağanüstü bir dayatmada bulunuyor. F-35’lerin sadece kendisinde olmasını, Türkiye’ye verilecekse bile yazılımsız ve donanımsız verilmesini istiyor.
Ve anlaşılan isteği de oluyor gibi…
Şimdi… Türkiye’ye teslimatın tümden durdurulmasına yönelik tasarı Temsilciler Meclisi’nden geçerken gözler Senato’ya çevrildi. Silah ambargosu niteliğinde yasa çıkmak üzere… Çıkar mı?
Ortadoğu’da; Irak, Suriye’yi İsrail için yağmalayan, vahşi bir savaşla binlerce masumu katladen, ülkeleri parçalayarak İsrail’e müttefik küçük yapılanmalar kuran ABD, Türkiye’ye yine İsrail için bu ambargoyu elbette çekinmeden uygulayabilir.
Ve ne yazık ki Türkiye hala “Stratejik ortağım” demeye devam edebilir! HABERYİRMİ